Sayın okurlarım medyada son zamanlarda sıkça duyulan haberler arasında mide küçültme ameliyatı sonrasında hayatını kaybeden hastalar ile ilgili haberlerin artması üzerine hastaların en merak ettiği konuların başında bu ameliyatların riski nedir? sorusu gelmektedir.

Öncelikle bilinmesi gereken bazı hususlardan kabaca bahsedelim. Herhangi bir ameliyat şu nedenlerle ölüm veya komplikasyon(istenmeyen yan etkiler) riski taşır; hastalığın ağırlığı, cerrahın tecrübesi,hastanın vücut direnci, ameliyatın tekniği ve çevresel faktörler.

Hastalığın ağırlığı denildiği zaman şu anlaşılır; hastalık vücutta ciddi tahribat yapma etkisine sahipse başlıbaşına bir risk taşır. Mide ülseri de mideyi ilgilendirir, mide kanseri de. Aynı organın hastalığı olmasına rağmen mide kanseri çok daha yıkıcı ve vücudu zayıflatıcı etkiye sahiptir. Karaciğerin basit kisti hemen hiç hayati risk taşımazken aynı yerdeki bir hayvan kisti şoka bile denen olabilir. Bu nedenle hastalığın ağırlığı ve önemi risk için en belli başlı faktördür.

Cerrahın tecrübesi zamana ve yaptığı ameliyat sayısına doğrudan bağlıdır. Biz buna öğrenme eğrisi diyoruz. Basit girişimler bir defa yapılınca öğrenilmiş olsa da zor ameliyatlar defalarca ve sabırla yapılarak öğrenilir. Meslekte belli bir süreyi aktif olarak doldurmuş cerrahlar birçok ameliyatı sorunsuzca yapabilmektedir. Mide küçültme, karın germe, kanser ameliyatları vb. ameliyatlar ise ancak çok yoğun bir şekilde yapıldığı zaman kısa sürede öğrenilebilir. Yoksa uzun yıllar gerekecektir. Kanser ameliyatlarına mesleğe başladığım yıllarda seyrek rastlarken ve ameliyat süresi uzun sürerken, zamanla tecrübe edindiğimden bazan bir günde 3 kanser ameliyatı sorunsuz ve rahat bir şekilde yapılabilir hale geldi. Keza 10 yıldan uzun süredir mide küçültme ameliyatlarını yaptığımdan bu konuda da yüzlerce tecrübem olmuştur. Öğrenme eğrisini tamamlamadan meslek azmiyle ağır ameliyatların yapılması doğru değildir. O yüzden hangi ameliyatı olacaksanız o konuda belli bir deneyimi olan cerrahlar size daha faydalı olacaktır.

Bazı insanların vücut direnci diğerlerine oranla daha düşüktür. Basitçe anlatacak olursak 10 kişi aynı ameliyata girecek olsa, bu kişiler birbirlerinden farklı vücut savunma ve iyileştirme yeteneğine sahip olduğundan her birisi farklı sürede ve farklı şekillerde iyileşecektir.  Komşunuz aynı cerraha safra kesesi ameliyatı olup 3 gün yatması gerekebilirken siz daha genç ve daha sağlıklı iseniz belki bir günde ayağa kalkıp işinize döneceksinizdir. Bu tamamen sizin vücut savunma sisteminizle(bağışıklık sistemi) ve ağrıyla mücadele kapasitenizle ilgili bir durumdur. Şeker hastalığı, kansızlık, iltihaplı hastalıklar, kalp damar hastalığı, doğumsal hastalıklar ve romatizmal hastalıklar gibi bir hastalığınız varsa yara iyileşmeniz daha uzun sürecektir. Kanama sorununuz daha uzun sürebilecek ve daha uzun süre ağrı çekecebileceksiniz. Örnekleri çoğaltmak mümkündür.

Her hastalık için birçok farklı ameliyat tekniği mevcuttur. Tüm teknikler belli bir risk taşırlar. Bu nedenle hangi teknik seçilecekse o teknikle ilgili tüm detayları dikkatice incelemekte fayda vardır. Bazı hastalıklar için 20 den fazla teknik mevcuttur. Genel uygulamada cerrahlar en iyi bildiği yöntemi savunurlar haklı olarak. Ancak her ameliyat kişiye özel farklılıklar taşır. Safra kesesinin açık cerrahi yöntemle ameliyatı nerdeyse terkedilmek üzeredir. 38 yaşında bir kadın için kapalı yöntemle ameliyat olmak en doğru tercih olabilirken, ileri derecede KOAH hastalığı olan ve daha önce başka karın ameliyatları da geçirmiş bir başka hasta için açık yöntemle ameliyat daha doğru bir tercihtir. Çünkü karın içinde yapışıklıklar olabileceği gibi KOAH nedeniyle kapalı yöntemle içeri verilen gazlar hastalığı daha kötü hale getirebilir. Obezite cerrahisinde by-pass tekniğinde birçok organ kesilip tekrar ulama yapıldığından için bu ulama yerlerinden kaçak riski ve kanama riski  mide küçültme  ameliyatına göre birkaç kat daha fazladır. O yüzden her teknik birçok fayda getirirken beraberinde belli riskleri de getirecektir. Her risk ayrıntılı olarak cerrah-hasta arasında konuşulmalıdır.

Çevresel faktör dediğimiz zaman kastedilen şey; hava kirliğinden tutun kişinin ekonomik gücü, yaşadığı çevre, temizlik koşulları, yakın akraba ve çevresinin etkileri hatta ulaşım imkanlarına varıncaya kadar birçok maddeyi içinde barındırır.  Sözgelimi psikolojik baskı altında olan mutsuz bir insanın ameliyat sonrası bakımı ve iyileşmesi daha güçtür. Hergün zorlu koşullarda ulaşım imkanı olan hastanın ameliyat yerinde açılmalar ve kanamalar olabilirken, özel ve rahat ulaşım aracına sahip olanlar bu sorunu elbette daha az yaşayacaktır. Beslenme sorunu olan bir hastanın yarası geç kapanırken hergün muntazam ve mükemmel beslenen diğer hasta problem yaşamayacaktır. Temiz havaya sahip dar gelirli hasta daha hızlı iyileşirken, çevre kirliliği olan bir yerde yaşayan varlıklı bir hasta daha güç iyileşecektir. Daha üst teknoloji ve hasta bakım hizmeti verebilen bir sağlık kuruluşu bu imkanlara sahip olamayan başka bir kuruluştan daha pahalı hizmet sunacaktır. Bu hizmete ulaşmak her bütçe için uygun olmayabilecektir.

Son olarak mide küçültme veya hangi hastalık için ameliyat tekniği olursa olsun en önemli şey; hastanın anlayışı, bilgisi ve görevlerini yapma becerisidir. En iyi ameliyat bile uyumsuz ve huysuz bir hastada son derece kötü sonuçlar verebilir.

Özetle anlatmaya çalıştığımız bu konuda altın kural şudur; HER HASTA EMSALSİZ, HER HASTALIK KİŞİYE ÖZELDİR…

Esen kalın… Dr.Kasım ARIK

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir